Kafka    Dava-Şato- Dönüşüm

https://www.google.com/adsense/new/u/0/pub-7350718767107764/sites/detail/url=fusunesen.com#:~:text=%3Cscript%20async%20src%3D%22https%3A//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js%3Fclient%3Dca%2Dpub%2D7350718767107764%22%0A%20%20%20%20%20crossorigin%3D%22anonymous%22%3E%3C/script%3E

Kafka’nın Dava, Şato ve Dönüşüm eserlerinin birbirinin devamı olduğu söylenir.

Dönüşüm Kafka’nın en tepede yer alan, en gelişmiş yazar üslubu ile yazılan eseri kabul edilir.  Metnin sırrı çok kolay okunabilir olmasının yanı sıra anlatım hakimiyetinin de çok yüksek olmasıdır. Üstelik Dönüşüm konu olarak hiç de öyle kolay akıp okunabilecek bir eser olmamasına rağmen, okumaya başlarsınız ve biter. Dönüşüm, kitapseverlerin iyi bildiği bir kavram olan okuma sırasında zamanın durduğu eserlerden biri. Ama Dava’daki karamsarlık, Şato’daki boşa çabalayış hezeyanları da, elbette azımsanamayacak bir yazar dehasını gözler önüne serer.  

Şato’nun çizgileri, kahramanlar ona yaklaştıkça gün günden daha da belirsizleşir. Şatonun insanları hakkında daha çok bilgi edindikçe hem bireyler, hem şatonun kuralları, hem içinde yaşanan köyün kuralları gittikçe daha belirsiz hale gelir.  Şatodaki insanlar hakkında bilgi edindikçe onların daha anlaşılmaz olması tuhaf bir çelişkidir, ama okurken çelişki gibi de gözükmez insana.

Yapılan fedakarlıklar sonucu görülen nankörlükler, insanların kibir, şöhret ve itibara duydukları kör hayranlık, kuralsız yaşanamaması ama kuralların da yaşamı zehir etmesi… Eserde bütün paradokslar birbirinin içine inanılmaz uyumlu bir şekilde yerleştirilmiş.

Dava’da aklanması imkansız, ne olduğu belli olmayan bir suçlama gittikçe kahramanın üzerindeki baskısını arttırır. Kahramanımız hiç suçu olmadığı için, zaman geçtikçe rahatlaması gerekirken, gittikçe daha fazla endişelenmeye ve yalnızlaşmaya başlar. En sonunda zavallı günahsız adam, iki mahkeme görevlisi tarafından evinden alınıp karanlık sokakta bilinmeyen bir yere götürülür. Başı bir taşa dayanarak, bıçakla öldürülür. Değişik bir öldürmedir. Bir tür kurban kesme gibi, bir tür ortaçağ cezalandırması gibi ve adamlardan bir tanesi şöyle der ‘’Köpek gibi…’’

Sonu gelmez dehlizler, merdivenler asla ulaşılamayan hatta yaklaşılamayan kişiler var Kafka’nın eserlerinde. Bu kişilere yaklaşılamıyor ama baskıları çok yakın ve kuvvetli hissediliyor.

Sonu gelmez dehlizler, merdivenler vs. çoğu kez edebiyatta bilinçaltını simgeler. Edebiyat otoriteleri bu ulaşılamaz kişiler betimlemesinin Kafka’nın babasına ait imgeler olduğunu düşünüyor. 

2 Comments

Bir Cevap Yazın