Tarihte İlk Türk Kadın Yazar Fatma Aliye Topuz

https://www.google.com/adsense/new/u/0/pub-7350718767107764/sites/detail/url=fusunesen.com#:~:text=%3Cscript%20async%20src%3D%22https%3A//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js%3Fclient%3Dca%2Dpub%2D7350718767107764%22%0A%20%20%20%20%20crossorigin%3D%22anonymous%22%3E%3C/script%3E

Türk edebiyat tarihinde ilk roman yazan kadın edebiyatçı Zafer Hanımdır. Zafer Hanım ilk ve tek romanı Aşk-ı Vatan adlı eserini 1877 yılında yazdı. Daha sonraları Türk edebiyat tarihine 5 adet roman veren kadın yazar ise Fatma Aliye Topuz ya da Fatma Aliye Hanımdır.

İlerleyen yıllarda edebiyat eleştirmenleri, birlikte yaptıkları çalışmalar ışığında Zafer Hanım tek bir roman yazmış olduğu için ilk Türk kadın yazar kabul edilemeyeceğini, onun yerine ilk Türk kadın romancı olarak Fatma Aliye Hanımın kabul edilmesinin daha doğru olduğu görüşünde birleştiler.

İlk Türk Kadın Yazar Fatma Aliye Topuz  

Fatma Aliye Topuz 9 Ekim 1862 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Bütün hayatını İstanbul’da sürdüren yazar 13 Temmuz 1936 yılında vefat etti. Fatma Aliye Hanım yaşamı süresince yazarlık ve çevirmenlik çalışmalarını bir görev disiplini ile yürüttü. Fatma Aliye Hanım dönemine göre oldukça aktivist ve feminist bir kadın yazar olarak tarihe geçti. 

Yaşamı sırasında ortaya çıkardığı eserleri Türk tarihinin Tanzimat ve İkinci Meşrutiyet dönemi arasında kalan zaman dilimini aydınlatması bakımından oldukça önemlidir. Fatma Aliye Hanım yapıtlarında kadın hakları, tarih araştırmaları, felsefe, İslam konularını işleyerek toplumu bilinçlendirme konusunda çaba gösterdi.  Basılı edebiyatımıza 5 roman kazandırdı.

Fatma Aliye Hanımın annesi Adviye Hanım olup, babası o dönemin hukukçu ve tarihçileri arasında yerini alan Ahmed Cevdet Paşadır. Bin sekizyüzlü yıllarda toplumda kız çocuklarının eğitilmesine çok önem verilmiyordu. Bu nedenle ailesi onun eğitim hayatı için özel bir planlama yapmaya gerek görmedi. Bütün bunlara rağmen küçük Fatma Aliye açık zihinli zeki bir çocuk olduğu için abisi Ali Sedat Bey için tutulan özel öğretmenlerin verdiği dersleri dikkatle dinleyerek, kendisini geliştirdi.

Bu çabası aile içinde dikkat çekti ve özellikle Fransızcaya olan ilgisi de göz önünde tutularak, babası tarafından özel Fransızca dersler alması sağlandı. Böylece kısa sürede çok iyi derecede Fransızca öğrendi.

 Fatma Aliye Hanım 17 yaşına geldiğinde, tarihte savaş kahramanlığı ile ünlü Gazi Osman Paşanın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendirildi. Bu evlilik sırasında 4 kız annesi oldu.

Evlendikten sonraki ilk 10 yıl içinde Faik Bey’in, Fatma Aliye Hanım’ın okuma yazma faaliyetlerine sıcak bakmayarak, razı olmaması nedeniyle her hangi bir eser ortaya koyamadı. Fakat bu yıllar içinde de, gizli gizli de olsa hiç ara vermeden kitap okumaya devam etti.    

İlerleyen zaman içinde eşi Fatma Aliye Hanımın kitaplarla ilişkisine daha geniş bir bakış açısı ile yaklaşmaya karar verdi. Böylece Fatma Aliye Hanım eşinin de rızasını almış olarak Fransızcadan Türkçeye tercümeler yapmaya başladı.

Fatma Aliye Hanımın  Türk edebiyatı için yapmış olduğu ilk çeviri Georges Ohne tarafından yazılmış ‘’Volonte’’ romanının ‘’Meram’’ adı ile yayınlanan çevirisidir. O dönemlerde kadın yazarlara alışık olunmadığından eserini kendi adı ile bastırmaya cesaret edemedi ve tercümesinin yayınlanmasında ‘’Bir Hanım’’ takma adını kullandı. 

 Dönemin  ünlü yazarı Ahmed Mithad Efendi, yayınlanan çeviriyi çok beğenerek eser hakkında övgüler içeren eleştiriler yazdı. Daha sonraları Fatma Aliye Hanımdaki edebiyat cevherini gören Ahmed Mithat Efendi, Fatma Aliye’yi manevi kızı olarak kabul etti.

Fatma Aliye Hanım gördüğü destekle beraber Fransızca eserleri Türk edebiyatına kazandırmaya devam etti. Bu dönemde yapmış olduğu çevirileri yayınlarken, yine kendi adını kullanma cesaretini gösteremeyip  ‘’Mütercime-i Meram’’ takma adını kullandı.

Fatma Aliye Topuz ve Ahmet Mithat Efendi 1891 yılında ilginç bir çalışma ortaya çıkardı. ‘’Hayal ve Hakikat’’ adı ile yayınlanan bu roman her iki yazar tarafından birlikte kaleme alındı.  Romanın kadın kahramanının ağzından yazılan bölümlerini Fatma Aliye Hanım tarafından, erkek kahramanın ağzından yazılan bölümler ise Ahmet Mithat Efendi tarafından kaleme aldı. Hayal ve Hakikat adlı roman ‘’Bir Kadın ve Ahmed Mithad Efendi ‘’ yazarlarına ait olarak yayınlandı. Eserin tamamlanıp yayınlanmasını takip eden zaman dilimi içinde Fatma Aliye Hanım ve Ahmed Mithad Efendi arasında uzun süreli mektuplaşmalar oldu. Her iki değerli yazar tarafından kaleme alınan bu mektuplar daha sonra Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayınlandı.

1892 Yılında Fatma Aliye Hanım birinci romanı ‘’Muhadarat’’ adlı eserini ilk kez kendi adıyla yayınlama cesaretini gösterdi. Muhadarat’ta Fatma Aliye Hanımın o dönem için toplumda yaygın kabul gören bir görüş olan, bir kadın ilk aşkını asla unutamaz inancının gerçeği yansıtmadığını gösterdi.

1899 Yılında ikinci romanı Udi adlı eserini yayınladı. Bu eserde Fatma Aliye Hanım, Halep’te yaşadığı sırada yaşamını gözlemleme fırsatını bulduğu bir udi kadın sanatçıyı anlattı. Udi’de kitabın kahramanı Bedia’nın mutsuz evlilik yaşamı, son derece akıcı ve yalın bir üslupla yazılmıştır. Daha sonraları Reşat Nuri Güntekin kendisine edebiyatı benimseten eserler arasında Fatma Aliye Hanımın Udi adlı romanından da bahseder.

Fatma Aliye Hanım eserlerinde bir kadının bakış açısından evlilik, eşler arasındaki aşk, sevgi ve uyum gibi konuları işledi. Fatma Aliye Hanım, o dönemin toplumuna eşlerin birbirlerini tanıyarak evlenmesinin  sağlıklı aileler kurulması açısından önemli olduğu fikrini aşılamaya çalıştı. Fatma Aliye Hanım eserlerinde bireyleşmeye çalışan, kendi parasını kazanan ve yaşamını sürdürmek için bir erkeğe ihtiyacı olmayan kadın kahramanlar yaratarak, onları topluma örnek olarak sundu.

Fatma Aliye Hanım tarafından kaleme alınan diğer iki roman Ref’et, Enin ve Levayih-i Hayat adı altında yayınlandı.

Fatma Aliye Hanım yazarlık hayatı boyunca toplumda kadın sorunları üzerinde durdu. Hanımlara Mahsus Gazete adı ile yayınlanan gazetede bu konuda çeşitli makaleler yayınladı. Fatma Aliye Hanım makalelerinde kadın haklarını savunurken muhafazakar görüşlerinden de ödün vermedi. Bu doğrultuda 1892’de yayınlanan Nisvan-ı İslam adlı yapıtında İslam ‘da kadının yerini Avrupalı kadınlara anlattı. Yazar bu eserinde de hem muhafazakar görüşlerini hem de kadın haklarını savunmaya devam etti.

Fatma Aliye Hanım 1893 Yılında, Topuz soyadını aldı. Aynı yıl Ahmed Mithad Efendi ‘’Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu’’ (Bir Muharrire-i Osmaniye’nin Neşeti) adlı eserini yayınladı.  Ahmed Mithad Efendi, romanında Fatma Aliye Hanımı kendisine yazdığı mektuplardan yola çıkarak anlatmaktadır. Bizzat Fatma Aliye Hanımın ağzından, Ahmed Mithad Efendiye yazılan mektuplarda yazarımızın sonsuz öğrenme hevesi ve coşkusu görülür.

Fatma Aliye Hanım edebiyatın yanı sıra yardım cemiyetlerinde de çeşitli çalışmalar sürdürdü. 1897 Yılında Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazdığı yazılardan elde edilen geliri  1897 Osmanlı-Yunan Savaşı sırasında gazi olan asker ailelerine yarım etmek için kullandı.

Fatma Aliye Hanım ilerleyen dönemlerde ‘’Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti’’ adı altında ilk resmi kadın derneğini kurdu ve ‘’Hilal-i Ahmer Cemiyeti’’nin ilk resmi kadın üyesi olarak görev yaptı.     

1914 Yılında son eseri olan Ahmed Cevdet Paşa ve zamanı adlı eserini yazdı. Romanda Meşrutiyet sonrası siyasal yaşamı anlatmaya çalışsa da, eserde sözü edilen olayların resmi tarih tezlerine uygun olmadığı gerekçesi ile edebiyat dünyasından dışlandı.

Fatma Aliye Hanım’ın Udi adlı eseri Fransızcaya, Nisvan-ı İslam adlı yapıtı ise Fransızca ve Arapçaya tercüme edildi. Eserleri 1893 ‘de Chicago’da  ‘’Dünya Kadın Kütüphanesi’’ kataloğunda yer aldı.

Fatma Aliye Topuz Eserleri

Fatma Aliye Topuz tarafından kaleme alınan edebi çalışmalar şunlardır:

  • Roman: 
    • Ref’et (1898), 
    • Udi (1899), Enin (1910), 
    • Muhadarat (1892), 
    • Hayal ve Hakikat (1892).
  • Çeviri:
    • Meram (1890)
  • Yaşam öyküsü ve tarih alanındaki yapıtları: 
    • Namdaran-ı Zenan-ı İslamıyan (Ünlü İslam Kadınları) (1892)
    • Teracim-i Ahval-ı Felasife (Felsefecilerin Yaşamları) (1900) 
    • Hayattan Sahneler (Levayih-i Hayat)
    • Osmanlıda Kadın: “Cariyelik, Çokeşlilik, Moda”
    • Ayrıca Fatma Aliye üzerine Ahmed Midhat’ın Fatma Aliye Hanım yahud Bir Muharrire-i Osmaniye’nin Neşeti (1893) adlı bir incelemesi vardır.
    • Fatma Aliye-Mahmud Esad. Çok Eşlilik: Taaddüd-i Zevcat. Editör: Firdevs Canbaz. Hece Yayınları 2007
    • Kosova Zaferi/Ankara Hezimeti:
    • Tarih-i Osmaninin Bir Devre-i Mühimmesi (1915)
    • Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı (1913)
    • Tedkik-i Ecsam (1901)

Kaynak:

Bir Cevap Yazın