<meta name=”google-adsense-account” content=”ca-pub-7350718767107764″>
Hayatın esas hüneri, sanırım yıkılmadan ayakta kalabilmek… Bazı insanlar ‘’Asıl hüner problemlerin oluşmadan önlenebilmesidir’’ der. Bu mümkün müdür acaba? Hani meşhur laf vardır: ’’Kul kurar, kader güler ’’ Ne kadar ince ve akıllı planlar yapılsa da çoğu kez hayatın planları daha farklı, çok daha yaratıcı olur.
Asıl güç ve zeka hayatın planları doğrultusunda savrulduğumuz yerde ’’ Kendini yıkmadan kalkabilmek’’ sanırım. Eski öğretilerde buna ‘’Kendine sahip çıkmak’’ deniyor… Hayat savurunca yıkılmamak pek mümkün olmasa da, tekrar kalkmak daima mümkündür.
Bir keresinde Alev’le konuşurken ’’ Yaşamda bir tek gerçek başarı var, o da hayatta kalmak’’ demişti. Uzun yıllar öncesinde büyük ustanın söylediği ‘’Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu’’ sözünün doğrulaması bir yerde…
Birincil önemli amaç hayatta kalmak iken, ikincisi de yıkılmamak olsa gerek…
Trevanian meşhur ‘’Şibumi’’ adlı eserinde bunu söyle anlatır… Başkahramanımız gizli ajan pek çok inanılmaz maceralar yaşarken bir yandan da bütün hayatını inanılmaz güzellikte bir bahçe oluşturmaya harcar… En nadide bitkileri yetiştirir orada… Son derece zarif bir sanat eseri haline gelir bahçe. Düşmanları intikam almak için bahçeyi 2 saatte yerle bir eder… Eserin sonunda evde çalışan yardımcı bahçeye bakarak sorar ‘’Şimdi ne yapacağız?’’
‘’ Yeniden başlayacağız’’ diye cevap verir hikayenin başkahramanı…
Yardımcı şaşırır ‘’Ömrümüz yeter mi peki, tekrar…’’
‘’Yeniden yapacağız demedim, yeniden başlayacağız’’…
Bu bölümü çok severim. Yeniden başlamanın, yıkılmadan kalkmanın işleri sürdürmek ya da tamamlamak kadar önemli olduğunu anlatır kısaca… Devam edebiliyorsak, devam ederiz… Yerle bir olduysak da baştan başlarız…
Yıkılmadan yeni başlangıçlara selam olsun…