Bir Kapı Kapandığında…Nazar Boncuğu

’Kırıldı işte… Gözüm gibi bakıyordum. Aptal köpek koşarken çarptı… Nazar boncuğu kırıldı… Hiç de iyi bir işaret değil. Görüyor musun tam da evi almak için tapuya gideceğim sırada oldu. Aman neyse olumlu düşüneyim… Ne olabilir ki? Zaten nazar değmesin diye kimseye bahsetmedim. Hem  kimin nazarı değecek ki?…’’

Telefon çaldı. ‘’  Efendim… Evet, çıkıyorum öğleden sonra tapuda buluşuruz… Nasıl olur? Satıcı dolandırıcı mı çıktı? Ne demek? …Ne olacak şimdi? Kapora da yatırmıştım. O parayı da mı kendi hesabına transfer etmiş? Nasıl olur? Geliyorum hemen…’’

Çabucak hazırlanıp, evden çıktı. Eli ayağı titremişti. Yeni eve heveslenmesi bir yana, onca parayı kaptırmak da nesiydi?

 Neyse ki emlakçı yakındı… Çabucak geldi. ‘’Cavit Bey, Nasıl oldu bir anlatsanız baştan…’’

‘’Ah, Canan Hanım çok utanıyorum sizden… Ev sahibini öğleden sonra buluşmak için aradım ama telefonu açan olmadı. Daha sonra sizden aldığım parayı kontrol ettim. Banka hesabım hacklenmiş,  paranın tamamı satıcının hesabına geçmiş.’’

Başından aşağı sıcak su boşaltmışlar gibi hissetti… ‘’Burası ne kadar sıcak pencereyi mi açşanız … Ya da klimayı çalıştırsanız… Ateş bastı’’.

Gözünün önünden kırık nazar boncuğu uçtu. Birden içi korkuyla titredi. Sabah kahvesine gelen komşu  ‘’Ne kadar ince zevklisin her gittiğin yeri güzelleştiriyorsun’’ diye iltifat etmişti.

’Kadın gitti iki saat geçmeden nazar boncuğu tuzla buz oldu.’’

Elleri titredi. Kadın direk ona iltifat etmişti. Bu durumda nazarın hedefiii… Kendisi miydi??

Düşündükçe içindeki korku arttı. ‘’Ne yapalım Cahit bey, cana gelmesin. Polise ihbarda bulundunuz mu?’’

‘’Tabii Canan Hanım, bulunmaz mıyım? Siber suçlara da müracaat ettim.  Fakat siz nasılsınız? Renginiz soldu bir şey ikram edeyim’’

‘’Yok, benim başım dönüyor, en iyisi eve gideyim… Kendimi iyi hissetmiyorum’’

Hızla dışarı temiz havaya çıktı.  Eve doğru giderken, kırık nazar boncuğu hep gözünün önünde dönüyordu.

Telaşla etrafına bakmadan karşıya geçerken, odun taşıyan hurda bir kamyonun fren sesini duydu. Neyse ki adam tam zamanında frene basmıştı. Saç diplerinde buz gibi bir rüzgar dolaştı. Korku !

 Gözleri karardı. Yere yığıldı. Etraftan yardıma koştular. Kamyon şoförü de yanına geldi. ‘’Korkmayın hanımefendi bir şey yok’’

Güçlükle zar zor ‘’Evet, evet iyiyim sağolun.’’ diyebildi…

Kamyon şoförünün gözleri ne kadar güzeldi ! Kırılan boncuğun ışıkları buraya mı dolmuştu…

Kaybetmeden yaşamak mümkün değil … Yeter ki hayatta kalalım… Umut hep var…

2 Comments

  1. “When God closes a door, he opens a window, but it’s up to you to find it…” (Jeannette Walls)

Bir Cevap Yazın