Tiyatro: Felsefenin Sahneye Yansıması

script async src=”″crossorigin=”anonymous”></script  Tiyatro, en yalın tanımıyla, insanın insana anlatıldığı bir sanattır.  İnsanın jestlerini, sesini, bakışını, hatta nefes alışını anlamın bir parçası haline getirir. Bu yüzden tiyatro sadece kelimelerle değil, varlığıyla da konuşur. Tiyatronun ayırıcı özelliği, insanlık hafızasını vicdanın süzgecinden…

Zarların Atılması… Rubicon’u Geçmek

script async src=”″crossorigin=”anonymous”></script  Rubicon İtalya’nın kuzeyinde bir nehirdir. İtalya ile Galya’yı birbirinden ayırır. Rubicon da, her nehir gibi, her deniz gibi, birçok aşkın, birçok kahramanlığın, birçok ihanetin tanığıdır… Onlar sessiz tanıktırlar, ama hafızaları güçlüdür… Cumhuriyet döneminde seferden dönen komutanlar, askerlerini ve…

Rağmen Sevmek

script async src=”″crossorigin=”anonymous”></script  Follow my blog with Bloglovin   “Eğer”lere bağlı sevmek, Bazı “neden”lerle sevmek,Hiç “nedensiz” sevmek Ama bence en değerlisi “rağmen” sevmek… Sevmenin en saf hâli, “rağmen”e rağmen doğar.Bir şeylere rağmen sevmek, kusura, uzaklığa, eksikliğe, hatta bazen açık/kanayan yaraya…

Zaman Kristali: Derindeki Zamanın Ritmi

script async src=”″crossorigin=”anonymous”></script    Evrenin tüm düzeni, görünmez bir ritimle işler. Atomlar titreşir, yıldızlar döner, kalpler atar. Ama bütün bu hareketlerin ardında değişmeyen bir yasa vardır: Enerji tükenirse, hareket biter.Pekiiii, enerjisi tükenmeden , sonsuza dek titreşen bir madde var mı?…